21. yüzyılda insanlık, küreselleşmenin meydana getirdiği etkinin kaçınılmaz bir sonucu ile görünmez ağlar tarafından birbirine bağlanmıştır. Bu bağlantının sonucu olarak internet üzerinden iletişim kurmaya, sosyalleşmeye, eğitim görmeye, alışveriş yapmaya ve daha birçok alanda kendini geliştirmeye başlamıştır.

Dijitalleşmenin etkisiyle günlük hayatta karşılaştığımız suçların bir kısmı da fiziksel dünyadan öteye taşınmaktadır ve alınan kararlar da bilişim suçlarınca değerlendirilmeye başlanmıştır. Özel hayatın ifşalanması, kişisel verilerin ihlal edilmesi, hakaret ve tehdit, şantaj, bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme ve erişilmez kılma gibi suçlar örneklerden yalnızca birkaçıdır.

Bunca neden dijital dünyaya adım atmış herkesin bilişim suçlarıyla itham edilme tehlikesini oluşturabilmektedir. Tıpkı suçların ortam değiştirmesi gibi kanıt niteliği taşıyan özellikler ve durumlar da çok çeşitli yöntemlerle elde edilmekte ve ispatlanmaktadır. Zira klasikleşen yöntemler artık bilgisayar, mobil cihazlar ve kamera sistemlerinin dijital/sayısal deliller adında yeni bir çeşidine evrilmiştir ve bu durum süreci değiştirerek Adli Bilişim kavramını ortaya çıkarmıştır.

IP (internet protokolü) Nedir ve Nasıl Tespit Edilir?

BİLİŞİM SUÇLARINDA IP ADRESİ'NİN TESPİTİ VE EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİN (SCREENSHOT) YERİ
BİLİŞİM SUÇLARINDA IP ADRESİ’NİN TESPİTİ VE EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİN (SCREENSHOT) YERİ

IP (internet protokolü) adresi, bilgisayar veya herhangi internete çıkışı olan cihazlara yönlendirici (modem/router) tarafından atanan 32 bitlik (IPv4) bir veridir. Kısaca cihazlar bu sayede karışıklık olmadan birbirleriyle iletişim kurabilmektedir. IP adresi tüm bu iletişimleri sağlarken arka planda, ataması yapılan kümeye bağlanan cihazın yaklaşık konum bilgisi ve internet bağlantısı sırasında yapılan işlemlerin kayıtları gibi veri izlerini de sağlayıcı tarafında kayıt altında tutar. Tabii ki bir önceki cümlede bahsi geçen, elde edilmiş ham verilerin işlenmesi sonucu çok çeşitli korelasyonlar ile kullanıcının analizi de elde edilebilir.

Havuzda bekleyen ve henüz bir kullanıcıya sahip olmayan IP adresleri yönlendiricinin internete bağlantı talebi sonucunda sağlayıcı tarafından rastgele bir düzenle atanabilir, bu dinamik IP adreslerine örnektir. Yani bir sonraki turda size atanacak IP adresinin nereden geldiğini ve ne amaçla kullanıldığını bilemeyeceğiniz gibi seçemezsiniz de. Fakat çeşitli yöntemlerle veya yönlendiricilerin birtakım konfigürasyonlarıyla, elde edilen IP adresinin her yenileme (modemin kapanıp açılması gibi.) sonrasında değişmemesi sağlanabilir ki bu da statik IP adreslerine örnektir.

Pekala bu noktada IP adreslerinin maskelenebilme (IP spoofing) ihtimali de doğmaktadır ki bu işlem sonucunda çok katmanlı bir bağlantı zinciri meydana gelmektedir ve işler daha karmaşık bir hal almaktadır. Ancak aynı modeme bağlı birden fazla cihazın alacağı IP adresi her iki durumda da aynı olacağı gibi bu bilginin tek başına delil sayılabilmesi için yeterli gelememektedir.

IP Adresinin Hukuki Dayanağı

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, trafik bilgisi çatısı altında kabul edilen ve taraflara ait olan IP adres bilgisini “erişim sağlayıcıları” (m. 6/1-b), “yer sağlayıcıları” (m. 5/3) ve “toplu kullanım sağlayıcıları” (m. 7/2) tarafından tutulmasını hükmetmiştir. Aynı zamanda 5651 sayılı Kanuna dayanarak çıkarılan “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar
Hakkında Yönetmelik” ise “erişim sağlayıcı”nın, bahsi geçen trafik bilgilerinin doğruluğunu, bütünlüğünü ve oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte 1 yıl boyunca saklamakla mükellef olduğuna; “yer sağlayıcı”nın da bahsi geçen trafik bilgilerinin doğruluğunu, bütünlüğünü ve oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte 6 ay saklamak ve gizliliğini temin etmekle (m. 7/1-c) yükümlü olduğuna kanaat etmiştir.

Ticari olsun olmasın internet toplu kullanım sağlayıcılarına; kendilerine ait yönlendiriciler tarafından dağıtılan IP adres bilgilerinin kullanıma başlama vakti, bitiş vakti ve bu IP adreslerini kullanan bilgisayarların MAC adreslerini gösteren bilgileri, bağlantı yapılan hedef IP adreslerini, bir veya daha fazla IP adresinin geçitler (port) aracılığı ile kullanıcılarına dağıtılması yöntemi ile internet erişim hizmetinde kullanıcıya tahsis edilen gerçek IP ve port bilgilerini, kendilerine ait dijital ortamda kaydetmek ve 2 yıl süreyle saklamakla, 11.04.2017 tarihli ve 30035 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik”te yükümlenmişlerdir. (m. 4-5)

Yine aynı yönetmelik “toplu kullanım sağlayıcıları”na kamera kayıt yükümlülüğü de getirmiştir. Düzenlemeye göre “Güvenlik amacıyla işyerlerinin giriş ve çıkışlarını görecek şekilde yüksek çözünürlüklü (en az 3 mega piksel) ve “IR” (gece görüşlü) kamera kayıt sistemi kurulur. Bu sistem aracılığıyla elde edilen kayıtlar doksan gün süreyle saklanır ve bu kayıtlar yetkili makamlar haricindeki kişi ve kuruluşlara verilemez” (m. 9/1-ğ)

IP Adreslerinin İspat Değeri ve Hukuka Uygun İspatı

Görüldüğü üzere IP adresleriyle ilgili düzenlemeler olsa da türlü incelemeler sonucunda manipülasyona açık olan ve esasında bu zincirin her bir halkasının doğru çalışması sonucunda elde edilebilen mekanizmalar kimi zaman yanıltıcı sonuçlar doğurabilmektedir. İnternete bağlanan envai çeşit cihazın genellikle sosyal ağlar üzerinde bıraktığı izlerden bir diğeri de mesaj veya profil kayıtlarıdır.

Var olan iddiaların güçlendirilmesi adına mağdur veya mağdurların şikayetine eklemek üzere bahsedilen kayıtlar üzerinden aldığı ekran görüntülerinin yargıya taşınmasından evvel mağdur olan kişinin veya mağdurların 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 198/A maddesi uyarınca dijital tespitte bulunabileceği veya adli bilişim uzmanı yardımıyla bu aksiyonu alabileceği hükmedilir. Ancak hukuka uygun şekilde tespit edilen veriler, kanıtların en önemli özelliği sayılmaktadır ki Anayasa’nın 38/6. maddesi hükmü ile 5271 sayılı CMK’nin 206/2-a, 217/2 ve 289/1-i maddelerindeki düzenlemeler gereğince hukuka aykırı şekilde elde edilen kanıtlar hükme esas değildir. Anayasa, CMK ve 6100 sayılı HMK’nin ilgili hükümlerine değinerek hukuka aykırı delillerin hiçbir şekilde ispat aracı olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir.

Ekran Görüntülerinin İspat Değeri ve Hukuka Uygun İspatı

BİLİŞİM SUÇLARINDA IP ADRESİ’NİN TESPİTİ VE EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİN (SCREENSHOT) YERİ 2

Sunulan ekran görüntülerinin elde edilme yollarının yanında elde edilen verilerin doğruluğu vicdani delil sistemi içerisinde elbette ki yer bulacaktır. Bu noktada manipülasyona oldukça açık olan fiziksel çıktıların, dijital ortamda oynama yapılan görsel ve işitsel materyallerin ispat gücünün ne olduğuna hakim karar verecektir. Pekala mahkemeye delil olarak sunulan bu belgelerin doğruluğu soruşturulacak, üzerinde herhangi bir oynama olup olmadığıyla ilgili çalışmalar yapılacaktır.

Ancak kimi zaman problemler görsellerdeki bilinçli değişimlerde değil de doğrudan yazılımsal müdahaleler ile hazırlanmış manipülatif kayıtların görselinin alınması sonucunda oluşmaktadır. (Uluslararası Adli Bilişim Standartlarına uygun olarak alacağımız İnternet Sitesi Ekran Görüntüsü ile mahkemeye delil sunabilirsiniz.) Soruşturmaya yön veren ve dosyaya eklenen bu belgelerin ikrak, tanık ve olayın gelişimi gibi diğer tüm delillerin de değerlendirilmesi sonucunda diğer delillerle birlikte hükme esas alınabilmektedir.

0 Shares:
Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hukuka Giriş, istenmeyen yorumlar için Akismet eklentisini kullanıyor. Yorum verinizin nasıl işlendiğini öğrenin.

You May Also Like
KRİPTO PARALARIN HUKUKİ NİTELİĞİ VE MİRAS HUKUKU DURUMU
Devamını Gör

KRİPTO PARALARIN HUKUKİ NİTELİĞİ VE MİRAS HUKUKU DURUMU

Öncelikle kripto para taklidinin yapılabileceği herkesçe bilinen somut bir nesne değildir. Değeri altın ve gümüş paralardaki gibi eritildiğinde gram olarak taşınmaz, gümüş veya altın karşılığı olan belge de değildir. Devletler sadece kendi bastıkları parayı baz aldığı için sanal para kanun nezdinde geçerliliği olan bir değişim aracı da değildir. Değerli oluşu; taklit edilemeyişi, muhasebe defterinin kırılması imkansız şifrelerle sağlandığı, parayı basan tüzel kişiliğin keyfi hareketleriyle değerinin düşürülmesinin ihtimalinin olmayışından kaynaklıdır. Kripto paralar sadece sahibinin emriyle el değişebilir.
Devamını Gör
GÖRSEL VE İŞİTSEL KONFERANS SİSTEMİ SEGBİS'İN CEZA MUHAKEMESİNDE KULLANILMASI
Devamını Gör

GÖRSEL VE İŞİTSEL KONFERANS SİSTEMİ SEGBİS’İN CEZA MUHAKEMESİNDE KULLANILMASI

Video konferans yöntemi iş toplantıları, eğitim ve birçok çeşitli etkinlik alanında kullanılabildiği gibi, adli makamlarca hukuki sebeplerle de kullanılmaktadır. Ceza Muhakemesinde Video konferans Yönteminin (SEGBİS) Kullanımı adli makamların yükünü hafifleten bir yöntemdir. Sesli ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) ses ile görüntüyü aynı anda işler ve kaydeder. Sistem profesyonel bir şekilde kullanılmalıdır. Çünkü kullanılan görüntüler birer belge niteliği taşıdığı için, görüntü görülebilir, ses anlaşılabilir, vücut hareketleri ve yüz ifadeleri seçilebilir şekilde kayıt sağlanmalıdır. Sesli ve görüntülü bilişim sistemi ile elde edilen görüntüler ve sesler, elektronik imza ile imzalanır ve adli makamlarca güvenli bir şekilde saklanır.
Devamını Gör