Günümüzde iletişim teknolojileri anlamında oldukça ileri bir düzeyde yer almaktayız. Özellikle son yüzyılda gerçekleşen yenilikler ile beraber ses ve görüntü teknolojileri hızlı bir ivme ile değişmiş ve dönüşmüştür. Artık dünyanın bir ucu ile diğer ucu arasında anlık görüntülü sohbetler gerçekleştirilmekte, insanların iletişim sağlamaları kıtalar arası mümkün olmaktadır. Video konferans yöntemi de günümüzde birçok alanda kullanılan bir yöntemdir. Özellikle içerisinde bulunduğumuz pandemi koşullarından dolayı insanlar toplu halde buluşmak yerine, video konferans yoluyla iletişim kurabiliyor ve bu yöntemle görüşme sağlayabiliyor.

Video konferans yöntemi iş toplantıları, eğitim ve birçok çeşitli etkinlik alanında kullanılabildiği gibi, adli makamlarca hukuki sebeplerle de kullanılmaktadır. Ceza Muhakemesinde Video konferans Yönteminin (SEGBİS) Kullanımı adli makamların yükünü hafifleten bir yöntemdir. Sesli ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) ses ile görüntüyü aynı anda işler ve kaydeder. Sistem profesyonel bir şekilde kullanılmalıdır. Çünkü kullanılan görüntüler birer belge niteliği taşıdığı için, görüntü görülebilir, ses anlaşılabilir, vücut hareketleri ve yüz ifadeleri seçilebilir şekilde kayıt sağlanmalıdır. Sesli ve görüntülü bilişim sistemi ile elde edilen görüntüler ve sesler, elektronik imza ile imzalanır ve adli makamlarca güvenli bir şekilde saklanır.

SEGBİS sistemi yargı alanına bir çok olanak ve imkan getirmiştir. SEGBİS sistemi ile beraber bireylerin vermiş olduğu ifadeler, girmiş olduğu duruşmalar video ile kayıt altına alınacaktır. Bu durum iş yükünü azaltacaktır. Video kayıtları ile ifadelerin tutanak haline getirilip belgeleştirilmesi ile bu alanda vakit tasarrufu da kaçınılmaz olacaktır. Videolar sonradan defalarca izlenebilir bir durumda olduğu için gerçekler daha çabuk ortaya çıkabilecektir. Soruşturma yürütülürken alınan ifadelerde jest ve mimikler, hal ve hareketler mahkeme heyetinin dikkati ve ilgisini çektiği için bahsi geçen kayıtlı videolarda yine bahsi geçen durumlar saptanabilecek ve karara doğrudan etki edebilecektir. Ceza muhakemelerinde asıl olan yargılama biçimi yüz yüze yargılamadır. Esas duruşma durumu ise sanığın mahkeme heyetinin huzuruna gelmesi ve duruşma salonunda hazır olarak bulunmasıdır. Bu aksiyon kanunda maddesinde belirtilen ‘yüz yüzelik’ durumu ile uyumludur.

SEGBİS yönteminin kullanılması için belirli imkansızlıkların bulunması gerekmektedir. Sanık mahkeme heyetine SEGBİS yöntemi ile yargılama talep edebilir ancak yeterli delil ve gerekçe yoksa bu reddedilir ve sanık mahkemeye bizzat getirilir. SEGBİS yönteminin uygulanabilmesi için genellikle güvenlik ve ulaşım zorlukları gibi imkansızlıklar bulunması gerekir. Bu durumların bulunmaması halinde adil yargılanma adına sanık, mahkeme heyetine getirilmeli ve duruşma yüz yüze gerçekleştirilmelidir. Sesli ve görüntülü bilişim sistemleri sanığın farklı mahkeme de bulunması, farklı bir bölgede kolluk güçlerine teslim olması veya acil yargılama gereken durumlarda da görülebilir.

GÖRSEL VE İŞİTSEL KONFERANS SİSTEMİ SEGBİS’İN CEZA MUHAKEMESİNDE KULLANILMASI 2

SEGBİS yönteminin gerçekleştirilmesi için hakimin kararı esastır. Hakim bu yargılama yönünde karar aldığında bu kararını en az 10 gün önceden tarafa bildirmelidir. SEGBİS sisteminde yargılama gerçekleştirilirken yeterli teknik donanımlar bulunmalıdır. İletişim aksaklıklarının yaşanmaması gerekmelidir. Adil yargılama usulünden dolayı teknik donanımların tam ve eksiksiz olması önemlidir. Yargılama esnasında duruşma salonunda herkes herkesi görebilecek bir şekilde konumlanmalıdır. Bu olanağın eksiksiz bir şekilde kullanılması için teknik personel de duruşmada bulunabilir.

Ülkemizde SEGBİS sistemi aktif olarak kullanılmaktadır. Ancak mahkemenin görüldüğü duruşma salonu ile sanığın bulunduğu konum arasındaki iletişimin kurulabilmesi bir miktar zorluk teşkil etmektedir. Ülkemizde internet hızı konusunda Avrupa ülkelerinin biraz gerisinde kalındığı bilimsel bir gerçektir. Bu olanaksızlıktan dolayı duruşma sırasında internet kesintileri, elektrik aksaklıkları yaşanabilmektedir. İletişim kopukluklarının böylesine yargılama alanlarında görülmesi kabul edilemez bir durumdur. Çünkü sanığın mahkemede söylediği her cümle aleyhine ya da lehine kullanılabilmektedir. Mahkeme heyetinin söyledikleri, zabıt katiplerinin aldığı notları, sanık avukatının vermiş olduğu savunma anlaşılmaz hale gelince adil yargılama konusu zedelenebilir. SEGBİS sistemi her ne kadar kamudaki iş gücünü bir nebze olsun hafifletse dahi yargılama konusunda kişilerin haklarını ihlal edebilmektedir. Bu ihlallerin sadece gerçekleşme ihtimallerinden dolayı dahi yoğun olarak kullanılması tercih edilmemektedir. Zorunlu hallerde bu yönteme mahkeme heyeti başvurabilir. SEGBİS sisteminin bulunduğu odada duruşmayı bekleyen sanıklar, yaşanan bu iletişim kopukluklarını birebir yaşadıkları için mahkemede gerçekleşen duruşmayı eş zamanlı olarak takip edememektedir ve savunması yarıda kalıp sürekli olarak kesilebilmektedir. Cezaevlerinde ya da duruşma salonlarında iletişim ve elektrik kopukluklarını anlık olarak giderebilecek bilgili personel eksikliği çekilmektedir. Şayet bu eksikliklerden dolayı sorunlar hemen giderilemez ise duruşma zamansal açıdan sekteye uğrar. Yaşanan bu kopukluklar mahkeme süresini uzatmakta ya da mahkemenin ileri bir tarihe ertelenmesine sebep olmaktadır.

SEGBİS sistemi doğru ve eksiksiz bir şekilde kullanıldığı zaman hem sanık için hem de mahkeme heyeti için olumlu bir durum sağlar; ancak ülkemizdeki sistemin adil yargılanma adına yenilenmesi şarttır. Ülkemizde de bu yenilik için adalet bakanlığının yapmış olduğu çalışmalar bulunmaktadır. Yeni reformlar ile beraber bu sesli ve görüntülü bilişim sisteminin güncellenmesi amaçlanmakta, sanık ile mahkeme heyeti arasındaki iletişim güçlendirilmeye çalışılmakta ve duruşmanın daha verimli gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.

0 Shares:
Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hukuka Giriş, istenmeyen yorumlar için Akismet eklentisini kullanıyor. Yorum verinizin nasıl işlendiğini öğrenin.

You May Also Like
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE HASTA MAHREMİYETİ İLİŞKİSİ
Devamını Gör

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE HASTA MAHREMİYETİ İLİŞKİSİ

Bireyler, mahrem bilgilerini tıbbi müdahale sırasında hastaneler, aile hekimleri, sağlık poliklinikleri gibi kurumlarla paylaşmaktadır. Sağlık hizmeti veren kurumların, bu bilgileri gizli tutması hem Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bakımından hem de Hasta Hakları Yönetmeliği bakımından bir zorunluluk taşımaktadır çünkü tıbbi kayıtlar kişisel bir veri niteliğindedir. Bu verilerin gizlenmesi bireyin topluma karşı kişisel haklarının, şeref ve haysiyetinin korunması; olası bir ayrımcılığa maruz kalınmasının önüne geçilmesi gibi nedenlere dayandırılabilir.
Devamını Gör
BİLİŞİM SUÇLARINDA IP ADRESİ'NİN TESPİTİ VE EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİN (SCREENSHOT) YERİ
Devamını Gör

BİLİŞİM SUÇLARINDA IP ADRESİ’NİN TESPİTİ VE EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİN (SCREENSHOT) YERİ

Dijitalleşmenin etkisiyle günlük hayatta karşılaştığımız suçların bir kısmı da fiziksel dünyadan öteye taşınmaktadır ve alınan kararlar da bilişim suçlarınca değerlendirilmeye başlanmıştır. Özel hayatın ifşalanması, kişisel verilerin ihlal edilmesi, hakaret ve tehdit, şantaj, bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme ve erişilmez kılma gibi suçlar örneklerden yalnızca birkaçıdır.
Devamını Gör