Rekabet Hukuku

Belirli tüketici kitlesine aynı ürünü üreten ve pazarlayan, aynı hizmeti sunan tüzel kişiler arasında oluşan ticari ilişkidir. Gelişen teknoloji, e-ticaret platformlarının hızla gelişmesi rekabet eden tüzel kişileri sıklıkla karşı kaşıya getirebilir. Böylesi durumlar dolayısıyla haksız rekabeti doğurabilir ve tüzel kişiliklerin zarar uğramasına neden olur. Ticari ilişkilerden yaşanan birçok uyuşmazlık için 4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanunu düzenlenmiştir. Bu kanun kapsamında hakların korunması, tüzel kişiliğin zarar görmemesi, zarar görmesi halinde telafisi ve zararın giderilmesi hususunda sizlere destek oluyoruz.

Rekabet Hukuku İlkeleri

Rekabetin korunmasına ilişkin birçok sistem benimsenmiştir. Ülkemizde ise Avrupa Birliği rekabet hukuku yer alan sistem benimsenmiştir. Rekabetin taraflardan biri ya da birkaçı tarafından ihlal edilmesi, ihlal edebilecek yapıda ve gidişatta olması sonucu Rekabet Kanunu Hukuku Kapsamında değerlendirilir.

Rekabet Hukuku Kaynakları

Rekabet Hukuku, Avrupa Birliği Rekabet Hukuku’nu temel alarak düzenlenmiş bir karma sisteme sahiptir. Bu yönüyle temel kaynakları belirlenmiştir.

Bunlar;

• Birinci kısım amaç ve kapsam,
• İkinci kısım yasak faaliyetler rekabet hukuku,
• Rekabet kurul yetkileri ve idari cezalar,
• Üçüncü kısım Rekabet Kurulu,
• Dördüncü kısım Rekabet Kurul inceleme ve araştırma,
• Beşinci kısım rekabet sınırlamasında özel hukuk neticesi,
• Altıncı kısım son hükümler,

Bu temel kaynaklar içerisinde yer alan tüm maddeler, oluşabilecek ya da vuku bulmuş rekabet ihlallerinin ortadan kaldırılmasına ilişkin kurallardan oluşur.

Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması

Rekabet Hukuku’nda yer alan ve yasak olan durumlar arasında hâkim durumun kötüye kullanılmasına ilişkin 4054 sayılı rekabet hukuku 6. maddesinde detaylı bilgi yer almaktadır. Bu durumda bir ya da daha fazla tüzel kişiliğin ülke geneli ya da bazı noktalarında piyasada hâkim olması, kötüye kullanarak anlaşmalar yapması yasaklanmıştır.

Hâkim durumun kötüye kullanıldığını gösteren davranışlar;

• Rakiplerin piyasaya girişinin engellenmesi, faaliyetlerinin zorlaştırılması,
• Alıcılar arasında eşit davranmaması, ayrımcılık yapması,
• Tekrar satışta fiyat, alım ve satım sınırlamalarının zorunlu tutulması,
• Piyasa hâkimiyetinin avantajlarından yararlanarak, farklı piyasada rekabeti bozma amacı gütmesi,
• Tüketici zararına yapılan üretim, pazarlama ve teknik gelişmelerde sınırlama

Böylesi durumlarda Rekabet Kanunu’na uyulmadığı esas alınır ve dava yolunda hukuki hakların aranmasına ilişkin olumlu sonuçlar elde edilir. Ticari faaliyetlerinizin haksız rekabetten etkilenmemesi adına her zaman sizlere destek oluyoruz.

Rekabet Hukuku’nda Sözleşme Zorunluluğu Nedir?

Rekabet Kanunu’na göre bazı yasak hükümler bulunmaktadır. Bu yasaklar, rekabetin belirli kurallarla devam etmesine izin vermektedir.

Yasaklayıcı hükümler;

• Ticari faaliyetlerde rekabetin sınırlandırılması adına yapılan her türlü fiil
• Hâkim durumun kötüye kullanılması
• Rekabeti büyük ölçüde kısıtlayan birleşmeler ve devir işlemleri

Gelişen teknoloji ile artan rekabet tüm Dünya pazarında büyük bir hızla devam etmektedir. Rekabetin ahlaki olarak devam etmesi ise zararları en aza indirgemek, hakları korumak ve eşit bir rekabet sağlamak adına gerekli hukuki işlemdir.