Boşanma, eşler hayattayken, kanunda öngörülmüş olan bir sebebe dayanarak, eşlerden birinin açacağı dava sonucunda evlilik birliğine hâkim kararı ile son verilmesi olarak tanımlanır. Türk Medeni Kanunu boşanma davası açma hakkını her iki eşe de eşit tanınmıştır. Boşanmanın özel sebeplerinden olan aldatma, Medeni Kanunun 161.maddesinde “kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebidir” olarak tanımlanmıştır. Aldatmaya (zinaya) dayalı boşanma davası çekişmeli bir boşanma davasıdır. Aile mahkemesine karşı aldatma talepli dava dilekçesiyle başvurularak açılmaktadır. Evlilik birliği içerisinde eşler birbirlerine karşı sadakatle yükümlüdürler. Zinanın boşanma sebebi olarak sayılması için eşlerden birinin bir defa evlilik dışı cinsel ilişkiye girmesi yeterli bulunmaktadır. Eşler kendi aralarında verdikleri ayrılık kararı sonucu ayrı evlerde yaşıyor olsalar dahi eşlerinden başka biriyle cinsel ilişkide bulunmaları zina sayılmaktadır.

Boşanma davasında aldatmanın hukuka uygun yollarla delili ve ispatı

Flört ve türevi münasebetler zina değil güven kırıcı hareket olarak tanımlansa da, zinanın varlığına dair fiili bir karine oluşturabilir çünkü zinayı suçüstü ispat etmek oldukça zordur. Bu nedenle flört veya türevi yakın ilişkilerin varlığı sebebiyle, zinaya dair bir kanıt bulunmasa dahi hâkim boşanmaya karar verebilir. Aldatıldığını ispat etmek amaçlı hareket eden eşin kanıtları mahkemede delil olarak sunulabilmektedir. Örnek olarak telefon görüşmeleri, kredi kartı hesap özetleri, otel kayıtları, güvenlik kamerası kayıtları, uçak biletleri, tatil rezervasyonları, sosyal medyada yer alan aleni içerikler, aldatmayı ispat etme amaçlı yapılan ses kayıtları, hakimin gerek gördüğü taktirde eşlerin çocuklarını tanık olarak (çocuk kanunen tanıklıktan çekilme hakkını kullanabilir) dinlemesi verilebilir. Tabii ki zinayı ispatlamak için usulsüz yollarla elde edilen bilgiler mahkeme tarafından dikkate alınmamaktadır. Hukuka uygun olmayan yollarla elde edilen kanıtları örneklerle açıklayacak olursak; eşinin telefonuna casus programı indirerek uzunca bir süre telefonunu gizlice dinlemesi ya da dedektif tutarak aldatıldığını öğrenmesi. Eş, delili usulsüz yollarla elde ettiği için zinayı ispat edememekle beraber hem özel hayatın hem de haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlemiş olur. Yani gizlice, planlıca yapılan fiiller mahkemeye delil olarak sunulamaz.

ALDATMA, ALDATILAN EŞİN YASAL DELİL TOPLAMA YOLLARI VE HUKUKİ HAKLARI 2

Aldatılmak suretiyle açılan boşanma dava süresi nedir?

Medeni Kanun 161/2’ye göre eş, diğer eşin zinasını öğrendiği andan itibaren zamanaşımı süresi beş yıl olmakla beraber altı ay içerisinde dava açmak zorundadır. Ancak aldatma sebebiyle boşanma davası açma süresi düşmüşse ve aldatma geçimsizliğe sebep oluyorsa Medeni Kanun’un 166.maddesine dayanılarak evliliğin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılabilir. Eş, aldatan eşini affettiği takdirde Medeni Kanunu’nun 161/3’e göre affeden tarafın dava hakkı düşmektedir. Af açık olabileceği gibi örtülü şekilde de olabilir. Örtülü aftan kasıt, affeden tarafın hal ve hareketlerinin affettiğine dair yorumlanmasıdır. Bu sebepten, aldatmayı öğrenmeye rağmen ortak hayata devam etmek her zaman af sayılmamaktadır.

Tazminat davası açılabilir mi? Kimlere karşı açılabilir?

Aldatma sebebiyle açılan boşanma davasında aldatan eş kusurlu olduğu için aldatılan eş Medeni Kanun m.174’e göre maddi – manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Aldatılan eş tazminat davasını üçüncü kişilere karşı açma hakkına sahip değildir zira kanun sadakat yükümlülüğünü sadece eşler arasında geçerli kılmıştır. Eğer aldatan eş de şiddetli geçimsizlik, evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi sebeplerle karşı tarafa boşanma davası açmak istiyorsa, aldatmak diğer sebeplere nazaran daha kusurlu sayıldığı için boşanma davası aldatma (zina) sebebiyle açılır.

Tazminat miktarı ne kadar?

Tazminat miktarı genel geçer sebeplerle kalıplaştırılmamakla beraber eşlerin sosyo-ekonomik durumları, evlilik süresi, eşlerin kusurları göz önünde bulundurularak belirlenmektedir.

0 Shares:
Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hukuka Giriş, istenmeyen yorumlar için Akismet eklentisini kullanıyor. Yorum verinizin nasıl işlendiğini öğrenin.

You May Also Like
GAİPLİK KARARI NEDİR? NASIL ALDIRILIR?
Devamını Gör

GAİPLİK KARARI NEDİR? NASIL ALDIRILIR?

Bazen de kişinin ortadan kayboluşu öyle şartlar içerinde gerçekleşir ki onun hayatta mı yoksa ölü mü olduğu konusunda kuşku duyulur. Kişinin cesedi bulunmadığı için öldü kabul edilemeyen fakat kaybolduğu durumun ölüm sonucu doğurduğu ihtimalinin yüksek olduğu durumlar hukuk düzeni gereği bakımından sorun teşkil eder. Kişinin mal varlığı hakları, varsa evliliği, miras durumu askıda kaldığı için bütün hukuk düzenleri bu belirsizliği ortadan kaldırmak için farklı yöntem uygular. Türk Medeni Kanunu da büyük ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş ya da kendisinden uzun süre haber alınamamış kişinin ölümü yüksek ihtimal olduğundan dolayı kaybolan kişinin kişiliğine gaiplik kararı ile son verir.
Devamını Gör
TÜRKİYE’DE YOKSULLUK NAFAKASI VE ÖDENMEDİĞİ TAKDİRDE YAPTIRIMLARI
Devamını Gör

TÜRKİYE’DE YOKSULLUK NAFAKASI VE ÖDENMEDİĞİ TAKDİRDE YAPTIRIMLARI

Nafaka isteyen eş çalışma gücünden yoksunsa ve ne bir mirası ne de başka geliri yoksa yoksulluk nafakası alabilir. Talepte bulunanın belli bir meslek sahibi olduğunun öğrenilmesi, yoksulluğunu ortadan kaldıracak şekilde iş bulma olanağı bulunmasına rağmen çalışmayı reddettiğinin anlaşılması halinde, bu durum TMK md.2 uyarınca dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığından lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemelidir.
Devamını Gör