Nafaka geçindirme, sarf etme, gelme, çıkma anlamına gelen infak kelimesinden türemiştir. Türk Medeni Kanununun 175/1.maddesi “boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir” hükmünü getirerek, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafın diğer taraftan yoksulluk nafakası talebinde bulunabileceğini belirtmiştir. Ayrıca yoksulluk nafakasının talep edilebilmesi için evlilik süresi önemli değildir, evliliğin bir saat veya bir hafta sürmüş olması yeterlidir.
Yoksulluk nafakasının talep edilmesi için aranan bazı şartları vardır. Bunlardan ilki tabii ki taraflardan birinin talepte bulunmasıdır. Hâkim kendiliğinden, taraflardan birine yoksulluk nafakası talep edemez. Nafaka talebinde illaki boşanma davası sırasında bulunulması şartı aranmaz. Çünkü nafaka davasında yetkiyi düzenleyen MK 177 açık olarak, boşanmadan sonra açılacak nafaka davasından söz etmektedir (Dural, Öğüz, Gümüş Aile Hukuku Cilt 3, sf.155)
Yoksulluk nafakası Türkiye’deki genel algısından farklı olarak eşitlik kuralı gereğince hem kadın hem de erkek tarafından talep edilebilir.
Yoksulluk nafakasında aranan diğer şart ise talep eden eşin kusursuz, ya da karşı tarafa göre daha az kusurlu olmasıdır. Nafakayı talep eden tarafın daha kusurlu olması, yoksulluğa düşmüş olsa bile nafaka talebinin reddine sebep olur.
Bir diğer aranan şart; nafaka isteyen eşin yoksulluğa düşmesidir. Nafaka isteyen eş çalışma gücünden yoksunsa ve ne bir mirası ne de başka geliri yoksa yoksulluk nafakası alabilir. Talepte bulunanın belli bir meslek sahibi olduğunun öğrenilmesi, yoksulluğunu ortadan kaldıracak şekilde iş bulma olanağı bulunmasına rağmen çalışmayı reddettiğinin anlaşılması halinde, bu durum TMK md.2 uyarınca dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığından lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemelidir. Talepte bulunan eşin maaşı ya da malı varsa da tüm bunlar göz önünde bulundurularak gelirlerinin onu yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığına bakılır çünkü boşanma sonucunda düşülen yoksulluğun aşırı olması gerekmez.
Dördüncü şart nafakayı ödeyecek eşin maaşı ile yoksulluk nafakasının orantılı olmasıdır. Hâkim nafakayı, nafaka yükümlüsünün mali gücünün tespitine göre karar verir. Nafaka yükümlüsünün maaşı, talepte bulunanın yoksulluk içinde olmaması için gerekli olan miktardan az ise hâkim ödeme gücünün yettiği miktara karar verir.
Aynı zamanda, nafaka yükümlüsünün varlıklı olması da nafaka miktarının artacağı anlamına gelmemektedir. Buradaki amaç, talepte bulunanı yoksulluktan kurtarmak, ona yeni bir hayat inşa etmek değil. Hâkim miktara karar verirken aynı zamanda nafaka yükümlüsünün bakmakla yükümlü olduğu diğer kişileri de (yeni eşi, çocukları, anne-babası) göz önünde bulundurur.
Yükümlü eş, ayrıca maddi-manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmişse, ödenen tazminat miktarlarını da göz önünde bulundurur.
Eşler kendi aralarında kamu düzenine, ahlaka ve emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak koşulu ile nafaka miktarını kararlaştırabilirler. Fakat bu anlaşmanın geçerliliği hâkimin onayından geçmesine bağlıdır. (TMK 184)
TMK 175/1 uyarınca yoksulluk nafakasına süresiz hükmedilir fakat alacaklının evlenmesi, vefat etmesi, evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi başka biriyle birlikte yaşaması durumunda mahkeme yoksulluk nafakasını hâkim yoluyla sona erdirmektedir. Nafaka yükümlüsünün evlenmesi, nafakanın kesilmesine sebep olmamaktadır.
Yetkili Mahkeme
Yoksulluk nafakası talebi boşanma davası sırasında ileri sürülmüşse boşanma davasına bakmaya yetkili mahkeme olan aile mahkemesi karar verir. Boşanma davasından sonra ayrıca bir dava ile istenirse görevli mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri aile mahkemesidir.
Yoksulluk Nafakası Ödenmediğinde Ne Olur?
Nafaka yükümlüsü, nafakayı sebep göstermeksizin ödemiyorsa yoksulluğa düşen taraf borçlu hakkında icra takibi başlatmalıdır. İcra takibine rağmen yükümlü, borcunu ödememeye devam ediyorsa bir aylık tebliğ süresinin geçmesinden sonra hakkında üç aylık tazyik hapis isteminde bulunulur.